"Kendi halinde "insanlık" olur mu, diğer insanların görüp de
teslim etmedikleri bir "insanlık" demek istiyorum ve olması gereklidir. Mutlak
ve bağımsız bir "insanlık" dönüşülmelidir; atasözlerini, halk felsefesi
cümleleri sayacak olursak, dilimizdeki insan kıymetini insan bilir.. Sözüne
baktığımızda bunun kolay olmadığını görebiliyoruz. İnsan bilmese de insan
olmalıdır ve diğer insanlardan bağımsız bir insanlık olduğuna inanıyorum; bu,
yaşama gücümüzdür."
Ben cezaevi sırrını Dostoyevski'de çözdüm; gardiyanlık insan
iradesini kırma mesleğidir, diyordu. Tek kelimeyle dâhiyane;dâhi, çok hızlı
görebilendir ve bu nedenle bazen görünmeyeni görendir. Hapsetmenin bir tek
fonksiyonu var: bireyde istemeyi ortadan kaldırmak. Dün ve bugün, cezaevinin
esansı budur ve bu da insanlık dışıdır.
Şimdi o demir ranzaya bakıyorum, ne
kadar çiçekli; her tarafını ve bu arada her tarafımı çiçekle donatmış olduğum
anlaşılıyor. Bir tek burun deliklerimde çiçek yok; sanki duvar ve demirin
cansızlığından, çiçekle intikam alıyordum. Hep çiçek istiyordum. Herkes çiçek
istiyordu. Fakat, Dostoyevski,bir dâhidir ve hapishane, istemeye
düşmandır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder